Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Büyük Taarruz - Halkkitabevi

Büyük TaarruzDağlarda Tek Tek Ateşler Yanıyordu

Stok Kodu
9786057635860
Boyut
14x21
Sayfa Sayısı
432
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2021-01
Resimleyen
97faaea997e0455497733cb23b2236de
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
195,00TL
%22 İNDİRİM
152,10TL
Taksitli fiyat : 9 x 18,59TL
Stokta var
9786057635860
794620
Büyük Taarruz
Büyük Taarruz Dağlarda Tek Tek Ateşler Yanıyordu
152.10

"Dr. Selim Erdoğan, 'Büyük Taarruz' kitabında 'Sakarya'dan sonra Milli Mücadele'nin tarihi üzerine yerli ve yabancı kaynakları mukayeseli olarak kullanıyor. Coğrafya ve stratejiyi mükemmel bir şekilde işliyor. Kitapta ilk defa bazı çarpıcı gerçekler ortaya çıkıyor. Her iki muharebede de şehitliklerin tam listesi yok. Bunlar yazarın ve Harp Tarihi Dairesi’nin gayretiyle muharebe alanlarında ve civarda araştırılarak bulunuyor. Dolayısıyla önemli bir arazi tetkikinin, arşiv çalışmasının ve kaynak kullanımının ürünü olan, Milli Mücadele’nin 100. yılına yakışan bir monografiyle karşı karşıyayız."

İlber Ortaylı

Sakarya’da uçurumun eşiğinden dönen bir millet nasıl oldu da 11 ay sonra 200.000 kişilik Yunan ordusunu önüne katıp denize döktü, İngilizlerin karşısına dikilebildi? Sakarya’nın başarılı kumandanı “Deli” Halit Bey neden Büyük Taarruz’un cephedeki vurucu kadrosu içinde yer almadı? Başkomutanın karargâhında sahiden de casus var mıydı? Sovyet yardımlarının ardında nasıl bir diplomasi savaşı vardı? Fransızların güney Anadolu işgaline son veren Ankara Antlaşması’nın ardında hangi dinamikler vardı? En zor anlarda bile Misak-ı Milli’den ve tam bağımsızlıktan taviz vermeyen Mustafa Kemal Paşa’nın sırrı neydi?

“Sakarya: Türk Bitti Demeden Bitmez” çalışmasıyla askeri tarihimize unutulmaz bir eser kazandıran Dr. Selim Erdoğan, tüm bu sorulara hem Türk hem Yunan askeri kaynaklarının çapraz okumalarıyla, belgelere dayalı olarak ve sahada elde edilen bulgularla cevap veriyor. Büyük Taarruz’la gelen zaferin çok çalışmanın, kendini “istiklâl” fikrine adamanın ve bunu yaparken sırtını bilime dayamanın bir sonucu olduğunu vurguluyor. Bu yüzden Türk ordusunun 26 Ağustos sabahı ilk top patladığında zaten zaferi kazanmış durumda olduğunu söylüyor: “O ilk top bilimin aydınlığıyla, inançla, vatan sevgisiyle yürüyen bir Başkomutanın ve ona inanan binlerce Türk’ün üç yıl boyunca sabırla büyüttükleri ağaçların meyve vermeye başladığı an olması nedeniyle önemlidir, ama 11 aylık hazırlık dönemi anlaşılmadığı sürece o ilk mermi sadece bir mermidir.”

“Büyük Taarruz: Dağlarda Tek Tek Ateşler Yanıyordu”, sadece 26 Ağustos ve sonrasını değil, Türk karakterinin ayağa kalktığı bir dönemi tüm duygularıyla okuyucuya sunuyor…

Kapat