Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Klasikten Bugüne Dini Hareketler - Halkkitabevi

Klasikten Bugüne Dini HareketlerSosyoloji Yazıları

Stok Kodu
9786058316881
Boyut
14x21
Sayfa Sayısı
208
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2017-01
Resimleyen
d9ad4a30676c4897a019cc0e66fcc545
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
200,00TL
%23 İNDİRİM
154,00TL
Taksitli fiyat : 9 x 18,82TL
Stokta var
9786058316881
649846
Klasikten Bugüne Dini Hareketler
Klasikten Bugüne Dini Hareketler Sosyoloji Yazıları
154.00

Din, tarihin en eski dönemlerinden beri varlığını sürdüren en temel toplumsal kurumlardan biri olmuştur. Evrensel bir kurum olma hüviyetindeki Din'in, insan davranışları ve sosyal hayat üzerindeki etkisi, önemi ve rolü, yer ve zaman itibariyle değişik derecelerde tezahür etse de, din insanlık yok oluncaya kadar varlığını sürdürmeye devam edecektir. nitekim 18. yy. aydınlanma çağı düşünürlerinin modernleşme ve sekülerleşme süreçleriyle birlikte dinin toplumsal önemini kaybedeceği hatta sosyal hayattan silineceği iddiaları da tutmamıştır.

Aslında sosyoloji bir anlamda modernleşmenin meydana getirdiği toplum tipini tasvir etmek üzere geliştirmiştir ve bir sosyal bilim dalı olmasının yanında toplumları sekülerleştirici bir misyonu da zımnen üstlenmişe benzemektedir. Bu bakımdan sosyolojinin sacayağını oluşturan evrimci, pozitivist-rasyonalist ve optimistik karakteristik özellikler, bunlara sahip aydınlanmacı düşünürlerin izinden giden Durkheim ve Weber gibi sosyologların teorilerinde açıkça görülmektedir. Buna göre dinin tamamen yok olmasa da bireysel alana çekileceğini iddia eden Durkheim ve toplumdan silineceği öngörüsünde bulunan ve hatta dinin ölüm ilanını veren Weber'in öngörüleri modern toplumlarda dinin giderek öneminin artmasıyla sarsıntıya uğramıştır. Hatta Berger gibi sekülerleşme tezine dört elle sarılan din sosyologları bu tezin yanlışlığından söz ederek önceki bakış açısından vazgeçmişler ve sekülerleşmeye dayalı toplum çözümlemelerinin gözden düşmesiyle dinin sosyolojik analizlere dahil edilmemesinin doğru sonuç vermeyeceği üzerinde neredeyse bir konsensüs oluşmuştur. Böylece dinin toplumsal boyutunu ele alan sosyalbilimsel çalışmalarda bilhassa geride bıraktığmız asrın son onlu yıllarından itibaren ciddi bir artış görülmüştür.

Kapat