Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Virginia Woolf Koleksiyonu - Halkkitabevi

Virginia Woolf Koleksiyonu4 Kitap

Stok Kodu
6010609732732
Boyut
13,5 x 19,5 cm
Sayfa Sayısı
768
Çeviren
İlknur Özdemir
Kapak Türü
Amerikan Bristol, Mat Selefon
Kağıt Türü
60 gram, Holmen
Dili
Türkçe
6010609732732
630704
Virginia Woolf Koleksiyonu
Virginia Woolf Koleksiyonu 4 Kitap
47.40

1 - Pazartesi ya da Salı

Virginia Woolf’un edebiyat alanında ilk çalışmaları 1900’lerin başından itibaren gazetelerde yayımlanmaya başladı. Romandan önce öyküyle edebiyat dünyasına adım atan Woolf’un, sonrasında romanlarında sıkça yer vereceği, uygulayacağı bilinçakışı tekniğinin ayak sesleri bu öykülerinde hissediliyordu.

Bu kitabın başında yer verdiğimiz “Phyllis ve Rosamund”un, Virginia Woolf’un ilk öyküsü olduğu düşünülüyor. Kitabın sonundaki “Kaplıca” ise ölümünden kısa bir süre önce, 1941’de tamamladığı son öyküsü. Bu iki öyküyü ve aralarında kalan ve 35 yıllık yazarlık sürecinde yazdığı etkileyici öyküleri okumak yazarın öykücülüğündeki gelişmeyi göstermesi bakımından ilginç bir deneyim.

“Hayatı herhangi bir şeyle kıyaslamak istersek onu saatte yüz kilometre hızla metronun içinde savrulmaya benzetebiliriz – öbür uca vardığımızda saçlarımızda tek bir toka bile kalmaz. Postanede mektup kutusunun deliğinden içeri atılan ambalajlı paketler gibi tepetaklak düşeriz çirişotu tarlalarına. Yarış atlarının kuyrukları gibi geriye savrulur saçlarımız. Evet, bu, hayatın hızını ifade ediyor sanırım, sürekli boşa harcananları ve onarılanları, bütün bunlar öylesine sıradan, öylesine gelişigüzel ki...”

 

2 - Perde Arası

1941’de, yazarın ölümünden sonra yayımlanan Perde Arası, Woolf’un son romanı olmasının yanı sıra, temelinde onun İkinci Dünya Savaşı’nın kızıştığı günlerde ağırlaşan depresyonundan izler taşıması açısından da dikkat çekiyor. Tek bir günde, İngiliz taşrasındaki bir malikânede geçen romanda ve içine yerleştirilmiş komedyada, İngiliz tarihiyle edebiyatının çeşitli dönemlerinden geçerek, hayatı gülünç ve ciddi yanlarıyla bir bütün olarak görüyoruz. Ömrünün son yapıtında Virginia Woolf’un üslubu en ustalıklı, en kaçamaklı, en gerçekdışı boyutuna ulaşıyor.

Seçkin Oliver ailesinin bahçesinde, her yıl olduğu gibi bağış toplamak için sahnelenen kostümlü oyunu, öncesi, sahnelenmesi ve sonrasıyla biz okurlar da izlerken, seyircilerin arasındaki bu soylu ailenin üyelerinin iç ve dış dünyaları arasındaki farklılıklara, dostluk ve sevgi dolu karmaşık ilişkilerine de tanık oluyoruz. İngiliz toplumuna kendi bilinç aynasını tutan Woolf’un son yapıtında, sınıf farklılıklarıyla cinsiyet konusu da her zamanki gibi önemli yere sahip. Farklı katmanlarda yer alanları, oyuncularla seyircileri, köylülerle seçkinleri bir araya getiren gösteride, geçmiş ile şimdiki zaman iç içe giriyor, tıpkı karakterlerin çevreleriyle iç dünyalarının iç içe girmesi gibi. Bir savaşın eşiğinde körüklenen duygularla yazılan Perde Arası, Woolf okuru için bir meydan okuma.

 

3 - Mrs. Dalloway

Birinci Dünya Savaşı’nın bitimini izleyen günlerde, Londra’da, sıcak bir yaz günü. Clarissa Dalloway o akşam evinde vereceği büyük partiye hazırlanmaktadır. Hazırlıklar sürerken beklenmedik bir ziyaretçisi gelir: İlk aşkı Peter Walsh. Onun Hindistan’dan ani gelişi, Mrs. Dalloway’in zihninde geçmişin anılarını canlandırır. Bütün yaşamıyla birlikte ilişkileri ve tekdüze süren evliliğine götüren olaylar gözlerinin önüne bir bir gelir. Roman, kişisel deneyimlere dayalı olarak zamanın doğasını, hem Clarissa’nın hikâyesi, hem de iç içe geçmiş diğer hikâyelerin aracılığıyla ele alırken çeşitli karakterler arasında gidip gelir ve onların yaşadıklarını Mrs. Dalloway’in gününün içine yerleştirir. Woolf, ‘Clarissa Dalloway’in hayatında bir gün’ü, ustalıkla kullandığı bilinçakışı tekniğiyle anlattığı ve olayların neredeyse tümünün kahramanların bilinçaltında sürdüğü romanda geçmişin imgelerini bugünün imgelerine katıyor, dış dünyanı zorlamasıyla bastırılan arzuları incelikle işliyor. Unutmamak gerekir ki Mrs. Dalloway’in yazıldığı günlerde İngiltere’deki eski düzenin ve katı değerlerin sonu gelmektedir; İngilizler imparatorluğun tükenişini olduğu kadar kendi kişisel tükenişlerini de hissetmektedir. Roman, hayatı her bir karakterinin gözünden ve zihninden muhteşem bir açıyla sunarken, dönemin ruhunu da başarıyla yansıtıyor. Mrs. Dalloway, Virginia Woolf’un başyapıtı.

 

4. Kendine Ait Bir Oda

“Ama kadınlar için diye düşündüm, boş raflara bakarak, bu güçlükler çok daha fazla ürkütücüydü. Bir kere, aile gerçekten varlıklı değilse, ya da soylu değilse bırakın sakin bir odayı ya da

ses geçirmez bir odayı, kendine ait bir odası olması bile söz konusu değildi kadının, on dokuzuncu yüzyılın başına kadar durum buydu. Evleneceği erkeğe verilen para, ki kızın babasının iyi niyetine bağlıydı bu, sadece üstüne başına yeterdi kızın, hepsi de yoksul erkekler olan Keats, Tennyson ya da Carlyle’ı avutan şeylerden bile yoksundu kız, bir gezintiden, Fransa’ya kısa bir yolculuktan, ne kadar perişan olsa da kendisini ailesinin taleplerinden ve baskılarından koruyan ayrı bir evden. Bu tür maddi zorluklar çok ürkütücüydü; ama maddi olmayanlar çok daha kötüydü. Keats ve Flaubert ve diğer üstün yetenekli adamlar dünyanın kendilerine kayıtsız kalmasına güç dayanıyorlardı, ama kadınlara baktığımızda bu kayıtsızlığın yerini düşmanlık alıyordu. Dünya kadına, erkeklere dediği gibi ‘İstersen yaz, umurumda değil’, demiyordu. Dünya kaba kaba gülerek, ‘Yazmak mı?’ diyordu. ‘Yazman ne işe yarıyor?’”

Virginia Woolf’un sesi, aradan neredeyse yüz yıl geçmesine rağmen, Kendine Ait Bir Oda’daki söylemiyle, düşünceleriyle, gücünü ve etkisini yitirmeden günümüze ulaşıyor.

  • Açıklama
    • 1 - Pazartesi ya da Salı

      Virginia Woolf’un edebiyat alanında ilk çalışmaları 1900’lerin başından itibaren gazetelerde yayımlanmaya başladı. Romandan önce öyküyle edebiyat dünyasına adım atan Woolf’un, sonrasında romanlarında sıkça yer vereceği, uygulayacağı bilinçakışı tekniğinin ayak sesleri bu öykülerinde hissediliyordu.

      Bu kitabın başında yer verdiğimiz “Phyllis ve Rosamund”un, Virginia Woolf’un ilk öyküsü olduğu düşünülüyor. Kitabın sonundaki “Kaplıca” ise ölümünden kısa bir süre önce, 1941’de tamamladığı son öyküsü. Bu iki öyküyü ve aralarında kalan ve 35 yıllık yazarlık sürecinde yazdığı etkileyici öyküleri okumak yazarın öykücülüğündeki gelişmeyi göstermesi bakımından ilginç bir deneyim.

      “Hayatı herhangi bir şeyle kıyaslamak istersek onu saatte yüz kilometre hızla metronun içinde savrulmaya benzetebiliriz – öbür uca vardığımızda saçlarımızda tek bir toka bile kalmaz. Postanede mektup kutusunun deliğinden içeri atılan ambalajlı paketler gibi tepetaklak düşeriz çirişotu tarlalarına. Yarış atlarının kuyrukları gibi geriye savrulur saçlarımız. Evet, bu, hayatın hızını ifade ediyor sanırım, sürekli boşa harcananları ve onarılanları, bütün bunlar öylesine sıradan, öylesine gelişigüzel ki...”

       

      2 - Perde Arası

      1941’de, yazarın ölümünden sonra yayımlanan Perde Arası, Woolf’un son romanı olmasının yanı sıra, temelinde onun İkinci Dünya Savaşı’nın kızıştığı günlerde ağırlaşan depresyonundan izler taşıması açısından da dikkat çekiyor. Tek bir günde, İngiliz taşrasındaki bir malikânede geçen romanda ve içine yerleştirilmiş komedyada, İngiliz tarihiyle edebiyatının çeşitli dönemlerinden geçerek, hayatı gülünç ve ciddi yanlarıyla bir bütün olarak görüyoruz. Ömrünün son yapıtında Virginia Woolf’un üslubu en ustalıklı, en kaçamaklı, en gerçekdışı boyutuna ulaşıyor.

      Seçkin Oliver ailesinin bahçesinde, her yıl olduğu gibi bağış toplamak için sahnelenen kostümlü oyunu, öncesi, sahnelenmesi ve sonrasıyla biz okurlar da izlerken, seyircilerin arasındaki bu soylu ailenin üyelerinin iç ve dış dünyaları arasındaki farklılıklara, dostluk ve sevgi dolu karmaşık ilişkilerine de tanık oluyoruz. İngiliz toplumuna kendi bilinç aynasını tutan Woolf’un son yapıtında, sınıf farklılıklarıyla cinsiyet konusu da her zamanki gibi önemli yere sahip. Farklı katmanlarda yer alanları, oyuncularla seyircileri, köylülerle seçkinleri bir araya getiren gösteride, geçmiş ile şimdiki zaman iç içe giriyor, tıpkı karakterlerin çevreleriyle iç dünyalarının iç içe girmesi gibi. Bir savaşın eşiğinde körüklenen duygularla yazılan Perde Arası, Woolf okuru için bir meydan okuma.

       

      3 - Mrs. Dalloway

      Birinci Dünya Savaşı’nın bitimini izleyen günlerde, Londra’da, sıcak bir yaz günü. Clarissa Dalloway o akşam evinde vereceği büyük partiye hazırlanmaktadır. Hazırlıklar sürerken beklenmedik bir ziyaretçisi gelir: İlk aşkı Peter Walsh. Onun Hindistan’dan ani gelişi, Mrs. Dalloway’in zihninde geçmişin anılarını canlandırır. Bütün yaşamıyla birlikte ilişkileri ve tekdüze süren evliliğine götüren olaylar gözlerinin önüne bir bir gelir. Roman, kişisel deneyimlere dayalı olarak zamanın doğasını, hem Clarissa’nın hikâyesi, hem de iç içe geçmiş diğer hikâyelerin aracılığıyla ele alırken çeşitli karakterler arasında gidip gelir ve onların yaşadıklarını Mrs. Dalloway’in gününün içine yerleştirir. Woolf, ‘Clarissa Dalloway’in hayatında bir gün’ü, ustalıkla kullandığı bilinçakışı tekniğiyle anlattığı ve olayların neredeyse tümünün kahramanların bilinçaltında sürdüğü romanda geçmişin imgelerini bugünün imgelerine katıyor, dış dünyanı zorlamasıyla bastırılan arzuları incelikle işliyor. Unutmamak gerekir ki Mrs. Dalloway’in yazıldığı günlerde İngiltere’deki eski düzenin ve katı değerlerin sonu gelmektedir; İngilizler imparatorluğun tükenişini olduğu kadar kendi kişisel tükenişlerini de hissetmektedir. Roman, hayatı her bir karakterinin gözünden ve zihninden muhteşem bir açıyla sunarken, dönemin ruhunu da başarıyla yansıtıyor. Mrs. Dalloway, Virginia Woolf’un başyapıtı.

       

      4. Kendine Ait Bir Oda

      “Ama kadınlar için diye düşündüm, boş raflara bakarak, bu güçlükler çok daha fazla ürkütücüydü. Bir kere, aile gerçekten varlıklı değilse, ya da soylu değilse bırakın sakin bir odayı ya da

      ses geçirmez bir odayı, kendine ait bir odası olması bile söz konusu değildi kadının, on dokuzuncu yüzyılın başına kadar durum buydu. Evleneceği erkeğe verilen para, ki kızın babasının iyi niyetine bağlıydı bu, sadece üstüne başına yeterdi kızın, hepsi de yoksul erkekler olan Keats, Tennyson ya da Carlyle’ı avutan şeylerden bile yoksundu kız, bir gezintiden, Fransa’ya kısa bir yolculuktan, ne kadar perişan olsa da kendisini ailesinin taleplerinden ve baskılarından koruyan ayrı bir evden. Bu tür maddi zorluklar çok ürkütücüydü; ama maddi olmayanlar çok daha kötüydü. Keats ve Flaubert ve diğer üstün yetenekli adamlar dünyanın kendilerine kayıtsız kalmasına güç dayanıyorlardı, ama kadınlara baktığımızda bu kayıtsızlığın yerini düşmanlık alıyordu. Dünya kadına, erkeklere dediği gibi ‘İstersen yaz, umurumda değil’, demiyordu. Dünya kaba kaba gülerek, ‘Yazmak mı?’ diyordu. ‘Yazman ne işe yarıyor?’”

      Virginia Woolf’un sesi, aradan neredeyse yüz yıl geçmesine rağmen, Kendine Ait Bir Oda’daki söylemiyle, düşünceleriyle, gücünü ve etkisini yitirmeden günümüze ulaşıyor.

  • Taksit Seçenekleri
    • Axess Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      47,40   
      47,40   
      2
      24,65   
      49,30   
      3
      16,75   
      50,24   
      6
      8,53   
      51,19   
      9
      5,79   
      52,14   
      Finansbank Kartları
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      47,40   
      47,40   
      2
      24,65   
      49,30   
      3
      16,75   
      50,24   
      6
      8,53   
      51,19   
      9
      5,79   
      52,14   
      Bonus Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      47,40   
      47,40   
      2
      24,65   
      49,30   
      3
      16,75   
      50,24   
      6
      8,53   
      51,19   
      9
      5,79   
      52,14   
      Paraf Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      47,40   
      47,40   
      2
      24,65   
      49,30   
      3
      16,75   
      50,24   
      6
      8,53   
      51,19   
      9
      5,79   
      52,14   
      Maximum Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      47,40   
      47,40   
      2
      24,65   
      49,30   
      3
      16,75   
      50,24   
      6
      8,53   
      51,19   
      9
      5,79   
      52,14   
      World Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      47,40   
      47,40   
      2
      24,65   
      49,30   
      3
      16,75   
      50,24   
      6
      8,53   
      51,19   
      9
      5,79   
      52,14   
      Diğer Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      47,40   
      47,40   
      2
      -   
      -   
      3
      -   
      -   
      6
      -   
      -   
      9
      -   
      -   
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
  • Yayınevinin Diğer Kitapları
  • Yazarın Diğer Kitapları
Kapat