Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Aliya İzzetbegoviç Serisi ( 4 Kitap Takım) - Halkkitabevi

Aliya İzzetbegoviç Serisi ( 4 Kitap Takım)

Stok Kodu
9772149467877
Boyut
14x21
Sayfa Sayısı
1192
Baskı
1
Basım Tarihi
2020-07
Çeviren
Edina Nurikiç
Resimleyen
ac71154ef69540f6843510a176172e71
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
9772149467877
762752
Aliya İzzetbegoviç Serisi ( 4 Kitap Takım)
Aliya İzzetbegoviç Serisi ( 4 Kitap Takım)
98.28

Kitap Tanıtım Yazısı:
Halkın özgürlüğüne adanmış bir ömür Aliya İzetbegoviç’in bütün eserleri orijinal dilinden eksiksiz çevirilerle sizinle!

İslam Deklarasyonu ve Tarihi Savunma
Aliya İzetbegoviç’in fikir dünyasının temel taşı, 1969 yılında kaleme aldığı ve ertesi yıl kendi imkânlarıyla, zorlu şartlar altında Belgrat’ta yayınlattığı, İslam Deklarasyonu’dur. Bu eser, hacim itibariyle küçük olsa da, hem yerel ölçekte, hem de dünya çapında etkili olmuş, büyük yankı bulmuştur. Öyle ki, eski Yugoslavya’nın Tito rejimi tarafından açık bir tehdit olarak algılanmıştır. 1983 yılında Saraybosna’da görülen Genç Müslümanlar (Mladi Muslimani) davasının en önemli delili olarak sunulmuştur.
İslam Deklarasyonu’nu kıymetli kılan; Saraybosna’da yaşayan bir Bosnalı tarafından kaleme alınmış olmasına rağmen, tüm İslam dünyasına hitap etmesidir. Aliya İzetbegoviç, sadece Yugoslavya Müslümanlarının değil, tüm dünya Müslüman halklarının sorunlarına dair tespitlerde bulunmuş ve reçeteler önermiştir. Bu tespit ve reçeteler bugün de geçerliliğini korumaktadır.
Aliya İzetbegoviç'in, 1983 yılında verilen 14 yıllık mahkûmiyet kararı aleyhindeki kanun yararına bozma başvurusu yani ünlü savunması ise ilk kez Türkçeye kazandırılarak, kitabın ikinci bölümünde yer almaktadır.

Doğu Batı Arasında İslam
Son yüzyılın en önemli Müslüman düşünür ve devlet adamlarından birisi olan Aliya İzetbegoviç’in başyapıtı sayılan Doğu Batı Arasında İslam, büyük bir bilgi birikimini derin bir tefekkür ile harmanlayarak geniş bir bakış açısı sunuyor. Felsefe, sanat ve sosyoloji gibi disiplinlerin kültürel öğelerle etkileşimlerini temel alan bir düşünce sistematiği inşa eden İzetbegoviç, İslam’ın kuşatıcı ve dönüştürücü özüne doğru bir yol izliyor. Doğu’da ve Batı’da, İslam’ın bütün güzelliklerini tıpkı güneşin hareketlerini takip eder gibi modern dünyanın karanlık yanlarına ulaştırmak isteyen bu eser aynı zamanda örnek bir yaşamın da ürünü. “İslam, adını kanunlarından, emir ve yasaklarından, talep ettiği bedensel ve ruhsal çabadan değil, tüm bunları kapsayan ve aynı zamanda aşan, bir marifet anından, ruhun zaman ile yarışma kuvvetinden, bir mevcudiyetin sunabileceği her şeye tahammül etme dirayetinden, tek kelime ile teslimiyet hakikatinden almıştır. Ey teslimiyet, senin adın İslam’dır!”

Özgürlüğe Kaçışım: Hapishaneden Notlar (1983-1988)
Bosna Hersek’in özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinde en başat rolü oynayan Aliya İzetbegoviç’in hapis günlerinde fikri dünyasında derinleştiği notlarının derlemesidir Özgürlüğe Kaçışım. Yaşamının neredeyse tamamı özgürlük mücadelesi ile geçen İzetbegoviç, bulunduğu coğrafyayı ve dünyayı tüm yönleri ile kavrayabilen, geçmişi ve yaşadığı çağı farklı disiplinler içinde değerlendirebilen çok yönlü kişiliği ile son yüzyılın en önemli düşünürlerinden biridir. Aliya İzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım ile temel hak ve özgürlükler, din, siyaset, bilim, ilim ve sanat gibi birçok kavramı engin bilgi birikimi ile damıtıp biz okuyucuya hakikati göz hizasına getirecek eşsiz bir eser sunmuştur.

İslami Yeniden Doğuşun Meseleleri
Bir halkın yükseliş ve düşüşünün sebepleri her zaman karmaşık ve çok yönlüdür. Bu sebeplerden sadece bir kısmı ölçülebilir niteliktedir ve bu şekilde analiz ve keşfe açıktır. Diğer nedenlerse insanların kalplerinde ve iradelerinde gizli olduğu için erişilemez ve izah edilemezler. Hayatını, İslamiyet’i bir hayat nizamı olarak kalplere nakşetmeye adamış büyük devlet adamı Aliya İzetbegoviç, İslami Yeniden Doğuşun Meseleleri’nde İslami uyanışımızdaki yanlışlara dikkat çekiyor. İslamiyet’in salt teolojik bir yaklaşımdan ibaret olmadığını, dini mesajlar vererek kutsallaştırıp sonrasında da putlaştırılamayacağını tarihi gerçeklerle ortaya koyuyor. İslam’ın dış dünyayı düzenleme ve değiştirme rolünün unutulup, geleneksel ve folklorik bir zaviyeden ele alınışıyla Müslüman toplumların barbarlarca nasıl kolay bir av haline geldiğini gösteriyor.

 

Kapat