Doğu’ya Bakış_{1800 Öncesi Dönem İngiliz Yazmaları ve Osmanlı İmparatorluğu}

"Doğu'ya Bakış yüzlerce yıllık ulusal tarihin çarpıtmalarını bir kenara iterek, bize kimliğimizin aslında Britanyalılar ile Osmanlılar arasında gerçekleşmiş olan sayısız temas tarafından şekillendirilmiş olduğunu göstermektedir."-Dr. Caroline Finkel, Rüyadan İmparatorluğa Osmanlı: Osmanlı İmparatorluğu'nun Öyküsü 1300-1923'ün yazarı."Doğu'ya Bakış İngilizlerin ve İskoçyalıların Osmanlı dünyası ile yaşamış oldukları etkileşimleri konu alan bilimsel araştırmalara çok önemli bir katkı yapmaktadır. Gerald MacLean'ın Doğu-Batı ilişkileri anlamında burada sunduğu resim, genellikle Edward Said ve onun takipçileri tarafından sunulmuş olan ve birçok noktayı basite indirgeyen gösterimden çok daha detaylı ve ilgi çekicidir. Bilindik ve eski ikili karşıtlık modelini kullanmak yerine, MacLean konu hakkında diğer bir önemli araştırmacı olan Nabil Matar'ın izinden giderek incelenen dönemdeki Akdeniz dünyasını ‘mütekabiliyet, diyalog ve karşılıklılık' kavramlarının hakim olduğu ve içerisinde kayda değer sayıda İngiliz'in ‘Türk'e Dönmüş' olduğu bir dünya olarak anlatmaktadır. Ciddiyetle yapılmış araştırmalara dayalı, şaşırtıcı, derin bilgiler sunan ve nükteli bir sorgulayıcılığı olan bu kitap Britanyalıların İslam dünyası ile yaşamış oldukları ilk etkileşimler hakkındaki düşünme biçimlerimizi değiştirmeye hazır görünüyor."-William Dalrymple, In Xanadu ve From the Holy Mountain'ın yazarı-Doğu'ya Bakış, İngilizlerin kendi ada ülkelerinin ötesindeki daha büyük dünyada kendilerine bir yer arayışı içerisinde oldukları bir dönemde, Osmanlı İmparatorluğu ile yaşadıkları karşılaşmaların ve etkileşimlerin kendi ulusal kimliklerini ve imparatorluk emellerini şekillendirmelerine nasıl katkıda bulunmuş olduğunu incelemektedir. Hem akademisyen olmayan okuyuculara, hem de uzman bilim insanlarına hitap edecek şekilde kolay anlaşılabilir bir üslupla yazılmış olan bu kitap, Müslüman Doğu'yu Hıristiyan Batı'dan ayıran sözde ‘medeniyetler çatışması' kavramının ne kadar yanlış ve tehlikeli bir mit olduğunu gözler önüne sermektedir.