Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Hayaşa Bölgesi Tarihi 1 - Halkkitabevi

Hayaşa Bölgesi Tarihi 1Prehistorik Dönemlerden Romaya Kentler, Halklar, Tanrılar, Tapınaklar

Stok Kodu
3990000048748
Boyut
14x20
Sayfa Sayısı
254
Basım Yeri
Ankara
Baskı
1
Basım Tarihi
2014-04
Resimleyen
0ef69265f72d475ebc8ad8ce68783f73
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
325,00TL
%18 İNDİRİM
266,50TL
Taksitli fiyat : 9 x 32,57TL
Stokta var
3990000048748
456024
Hayaşa Bölgesi Tarihi 1
Hayaşa Bölgesi Tarihi 1 Prehistorik Dönemlerden Romaya Kentler, Halklar, Tanrılar, Tapınaklar
266.50

Hayaşalılar yalnızca çağdaş diğer devletlerle olan ilişkileriyle değil, kendisinden sonraki süreçler üzerinde de önemli etkileri olan bir toplumdur. Urartuların batıda takip ettikleri politikalar, eski Hayaşa ülkesinde yaşamakta olan kadim toplulukların ve ileri gelen eski aristokrat ailelerin bilgi ve tecrübeleri üzerinden yürümüştür. Altıntepe kenti göz önüne alındığında, Urartu döneminin özgün ve ileri düzeyde kentsel gelişim gösterdiği alanların başında Erzincan ve çevresinin geldiği somut olarak görülebilmektedir.

Yukarı Fırat Havza'sının, özellikle bu havzanın kuzey batısının az bilinen İlk Çağ geçmişi, Hayaşa ve Urartularla sınırlı değildir. Bulunduğu coğrafyanın niteliği ve bu coğrafyada meydana gelen tarihsel olaylara bağlı olarak bu yörede oldukça karmaşık, gizemli ve fakat sıra dışı toplumsal- dinî süreçler yaşanmıştır. MÖ. III. binlerde doğuda Orta Asya'nın güney batısından Hindistan ve İran' a,  batıda Anadolu'nun ortalarından güneyde Suriye' ye kadar uzanan geniş coğrafya içinde oluşan siyasal, kültürel, dinî ve ticarî ilişkilerde Hayaşa bölgesinin özel ve belirleyici bir özelliğinin olduğu görülmektedir. İlk Çağ'da bu coğrafyada oluşan ya da paylaşılan değerler gelecek yüz yıllara da bir biçimde yansımış, gelişen olaylar üzerinde etkide bulunmuştur. Örneğin, Paulikien ve Tulaycılar hareketi, bu bölgedeki kadim geçmişin Hristiyanlaşma sürecine rağmen, alternatif anlayışlar içerisinde yöre insanının kendi özgünlüğünü yaşamak arzusunun ifade biçimidir.Ne var ki bu süreçler derli toplu ve daha önemlisi nesnel olarak açık bir biçimde ele alınmış değildir. Değişik amaçlarla hazırlanan eserlerde yöreye ilişkin bilgiler daha çok değini seviyesinde ve bir çoğu eksik ya da yanlıştır.Bunun sonucu olarak yalnızca Anadolu kültür tarihinin değil, kıtasal ölçekte meydana gelen kültürel geçmişin bilinmesinde de önemli bir eksiklik ortaya çıkmıştır

Kapat