Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Kalekale - Halkkitabevi

Kalekale

Stok Kodu
9789750407154
Boyut
14x22
Sayfa Sayısı
175
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
8
Basım Tarihi
2024-01
Resimleyen
5bd80132da164bda8b8df861c1cfae41
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
145,00TL
%12 İNDİRİM
127,60TL
Taksitli fiyat : 9 x 15,60TL
Stokta var
9789750407154
487347
Kalekale
Kalekale
127.60

Fakir Baykurt, öykülerinde köy yaşamının sertliği, yoksulluk, cahillik, taassup, batıl inanç, sömürü gibi sorunları ele alarak köylünün maddi ve manevi dünyasını toplumsalcı ve gerçekçi bir bakıştan işliyor. Gözlemlerden, canlı tanıklıklardan yola çıkan yazar, günlük konuşma dilini öyküye taşıyarak zaman zaman mizahi bir dil kullanıyor; bürokrasinin çarkları arasında sıkışan ama içinde de bir umudu barındıran “sıradan insanı”, yaşadığı yerin atmosferiyle birlikte çarpıcı bir biçimde betimliyor.

İlk basımı 1978’de yapılan Kalekale’yi yeniden okurla buluşturuyoruz:

Kamyon daldı duvardan içeri. Yarıya inmiş samanlıktan geçti, danalıktan çıktı. Avlunun ta dibine, oturdukları odanın önüne gelip durdu. Geçtiği yerlerde duvar, direk bırakmadı dikili. Çivileri bile söktü. Kattı karıştırdı ortalığı. Ne farları kaldı, ne camları. Ne boyası, ne boncuğu, dikiz aynası, kilometresi, yakıt göstergesi filan yamuldu, yılıktı adamakıllı. Bereket motor kendiliğinden durdu. Kalekale’nin durdurması olanaksızdı.

Kürüş İbrahim’in karısı, hayatta yamalık yamıyordu. Önce deprem oluyor sandı. Sonra, “Heralım dünyanın sonu geldi, köy yıkılıyor!” diye düşündü. Sonra Kulakçı Salim’in kamyonu burnunun dibine kadar gelmiş görünce düşüp bayılayazdı. Direksiyonda Kalekale’yi görünce de önü aydınlandı. Topladı kendini. “Vaaay eşeğin dölü vaaay! Babandan habersiz aşırdın değil mi kamyonu? Yıktın evimi, yurtsuz yuvasız koydun çoluk çocuğumu! Vaay Kalekale gibi adı batası vaay!” Sonra baktı boynu bileği çizik sıyrık içinde, alnı avurdu kan, hem de beti benzi uçup gitmiş, arpa samanı gibi sarı bir yüzle titreyip durur; acıdı. Fırladığı gibi sol kapağın kulpundan tuttu, açtı, çekip çıkardı çocuğu. “Gel yavru, gel yanıma! Gel de dik dur! Dik dur, hemen yıkılma bakalım!” dedi.

Kapat