Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Şehir Hakkı - Halkkitabevi

Şehir HakkıNeoliberal Kentleşme ve Sınıf Mücadelesi

Stok Kodu
9786257653213
Boyut
14x21
Sayfa Sayısı
296
Baskı
1
Basım Tarihi
2021-06
Resimleyen
469beafed183425baf2423c65d543e54
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
150,00TL
%12 İNDİRİM
132,00TL
Taksitli fiyat : 9 x 16,13TL
Stokta var
9786257653213
813241
Şehir Hakkı
Şehir Hakkı Neoliberal Kentleşme ve Sınıf Mücadelesi
132.00

Kapitalist üretim tarzında sermaye-mekân etkileşiminin işleyişine yönelik çarpıcı çözümlemeleri ve isabetli öngörüleri Henri Lefebvre'i özgün bir noktaya taşımaktadır. Şehir ve kent arasında tanımladığı ve çözümlediği ayrım, kapitalizmin kent sorunsalına tüm boyutlarıyla temas etmektedir. Kullanım değeri ve sahiplenmeye endeksli, belirlenim, tahakküm ve sömürü süreçlerinden bağımsız bir nitelik arz eden ‘şehir' ile söz konusu süreçlerin küresel ölçekte somutlaştığı ve özgün nitelikleri yok ettiği, tüm unsurlarıyla sermayenin yeniden üretiminin bir aracına dönüşen ‘kent' arasındaki bu ayrım, bu anlamda dikkat çekicidir. Lefebvre'in şehir hakkı olarak kavramsallaştırdığı çözüm arayışı da bu ayrım üzerinden somutluk kazanmaktadır.

Şehir hakkı kavramsallaştırması, hem üretim ilişkilerinin ürettiği/yeniden ürettiği ve ekonomik, toplumsal, siyasal ve mekânsal düzlemde gözlemlenen sorunları anlamlandırma hem de bunları ve bir bütün olarak kapitalist üretim ilişkilerini ortadan kaldıracak devrimci dönüşümü formüle etme açısından kilit bir unsur olarak ön plana çıkmaktadır.

Bu kitabın temel iddiası da şehir hakkı kavramının kapitalizmi aşmaya koşullu bir devrimin kuramsal yol haritasına karşılık geldiğine ilişkindir. Bu iddiasını da Lefebvre'in mekân-sermaye, gündelik hayat ve toplumsal mücadele pratiklerine yönelik öne sürdüğü argüman ve kavramsallaştırmalara dayandırmaktadır. Bunu yaparken, özellikle neoliberal politikalarla daha da görünür hâle gelen, Lefebvre tarafından başarıyla öngörülen ve çözümlenen, şehrin özgün nitelikleri ile kapitalizme içkin temel yasalar arasındaki çatışma noktaları aydınlatılmakta ve şehir hakkının gerçekleşmesinin kapitalist üretim ilişkilerinin ortadan kalkması anlamına geldiğine yönelik iddia kuramsal ve pratik boyutlarıyla gerekçelendirilmektedir.

Kapat