Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Tarihin Yapısökümü - Halkkitabevi

Tarihin Yapısökümü

Stok Kodu
9789755392738
Boyut
13x20
Sayfa Sayısı
291
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2000
Çeviren
Abdullah Yılmaz
Resimleyen
1ffc637606884192bb986f858d9b8d7c
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
Orijinal Adı
Deconstructing History
9789755392738
387598
Tarihin Yapısökümü
Tarihin Yapısökümü
14.95
Bir insanın yüzündeki çizgilere bakarak neleri yaşadığını çıkarabilir miyiz? Kaldı ki ortada kendisi değil de bir fotoğrafı, heykeli ya da resmi varsa, bunlar o insanın yaşadığı gerçekliği ne kadar yansıtır? Dolayısıyla, çizgilere bakılarak yazılanlar ve bu yazıları okuyanların yazdıkları nasıl bir tarihtir? Geçmiş ve bir daha geri gelmeyecek hayat deneyimin bıraktığı izlere bakarak aslına uygun olarak yeniden yaratmak mümkün müdür? Yani nesnel ve tek bir tarih yazılabilir mi? Yüzdeki aynı çizgilerden hem aşk acısı hem geçim sıkıntısı hem de kurak iklimin izleri okanabiliryorsa, tarihçinin kurduğu tarih metninin edebiyatçının kurduğu öyküden farkı nedir? İşte Alun Munslow Tarihin Yapısökümü'nde bu sorulara yanıt arıyor. Tarihe, özellikle kendi tarihine çok meraklı olup da tarihçi ve tarih metninin kendisi üzerinde pek durmayan bir entelektüel iklimde bu soruların hayati önemi ortadadır. Focault'ya göre ifade edersek, tarih geçmiş hakkında tarihçilerin çağdaş söylemlerinden ibarettir ve bu tarih, her bilgi gibi iktidar ilişkilerinin kurulmasında ve sürdürülmesinde kullanılır.Munslow bu kitapta, pozitivist ve ampirist tarih anlayışlarının eleştirisi temelinde, postmodern tarih ve anlayışına bir giriş yapıyor ve sorunlarını tartışıyor:Tarih salt zihinsel ya da salt dilsel bir kendilik olmadığı gibi nesnel de olamaz. Geçmişten bize kalan izler vardır. Ama bu izler kendi başlarına dilsizdir: Onları dillendiren tarihçidir. Tarihçi, fiilen varolan geçmişe açıklayıcı, ideolojik, siyasi nedenlerle hikayeler dayatarak bir anlatı, yani taih yaratır. Daha doğrusu, Foucault'nun "epistem"lerinin art arda dizilişi gibi, mecazların akışıyla yaratılan bir anlatıyla gerçeklik etkisi yaratır tarihçi.Dilin gerçekliği ne kadar yansıtabildiği, tarih ve tarihçinin neyi anlattığı, tarihsel gerçeklerin ne kadar gerçek olduğu soruları ortadayken yine de tarih yazılabilir mi? Yoksa şöyle mi demeliyiz: Tarih mümkün değildir, geçmiş olsun...
Kapat