İki Şehrin Hikayesi

Charles Dickens’ın yazarlık dehasını ortaya koyduğu bu roman Fransız Devrimi’nin Paris’i ve Londra’sında geçiyor. Romanda asıl işlenen ezilenler: Çalışmaktan bitkin düşmüş, ağır vergilerden beli bükülmüş köylüler, açlıktan ölen insanlar; zavallı yol işçisinin öldürülen çocuğu, can çekişen rençberin lekelenen karısı.

Dickens romanında ezilenlerin çektikleri acıları ve bunların nedenlerini usta kalemiyle gözler önüne sermekle kalmıyor, zorluklar içinde geçen çocukluk yıllarından kalma anıları yaratıcı gücüyle birleştirerek ortaya gerçeğe çok yakın insanlık durumu tabloları koyuyor.

Dickens şu sözlerle anlatıyor romanını: “Bu hikayeyi kendi benliğimde bir tek varlık haline getirmek için büyük bir istek duydum. Kendimi hayalimde, üstün bir dikkati, ilgisi olan, gözlemi güçlü bir seyircinin ruhu içinde canlandırdım. Romanı gözden geçirince gördüm ki bu sayfalarda yaşanan, duyulan ne varsa hepsini kendimde yaşamış, duymuşumdur.“