Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi

Victor Hugo Kimdir

Fransız Edebiyatına Yön Veren Yazar Victor Hugo

26 Şubat 1802 tarihinde Besancon’da dünyaya gelen, 22 Mayıs 1885 tarihinde ise Paris’te hayata gözlerini yuman Victor Hugo; eserleriyle hem Fransız edebiyatına hem de dünya edebiyatına yön vermeyi başarmıştır. Victor Hugo Sefiller ve Notre Dame’ın Kamburu romanları ile Fransa’nın dışında geniş çapta bilinirlik kazanmıştır.

 

Victor Hugo Aile Hayatı

Victor Hugo, Napolyon’un ordusunda bir general olan Joseph-Leopold Sigisbert Hugo’nun oğluydu. Annesi ve babasının yaşadığı anlaşmazlıklar nedeniyle çocukluğu oldukça sorunlu geçen Hugo; hep annesinin yanında kaldı ve bu şekilde büyüdü.

Gençlik yıllarında çocukluk arkadaşı Adele Foucher’a âşık olan Victor Hugo, annesinin isteklerine karşı gelerek Adele Foucher ile gizlice nişanlandı. Annesiyle olan yakın bağı nedeniyle evlilik için annesinin ölümüne dek bekleyen Hugo, annesinin 1821’deki ölümünden bir yıl sonra Adele ile evlendi.

İlk çocukları Leopold 1823’te dünyaya gelse de kısa süre sonra öldü. 1824’te ise kızları Leopoldine doğdu. 1826’da Charles, 1828’de François-Victor ve 1830’da Adele’in dünyaya gelmesiyle aileleri büyüdükçe büyüdü. 

Ne var ki, Hugo’nun yaşayan en büyük çocuğu olan en sevdiği kızı Leopoldine, Charles Vacquerie isimli bey ile gerçekleştirdiği evliliğinden kısa bir süre sonra Seine nehrinde boğularak can verdi. Üstelik sadece kendisi değil, trajik bir biçimde onu kurtarmaya çalışan Vacquerie’nin de boğulmasıyla birlikte bu evlilik Seine nehrinin serin sularına gömülecekti… 

Victor Hugo bu haberi, metresiyle Fransa’nın güneyinde seyahat ederken, bir kafede okuduğu bir gazeteden öğrendi. Yaşadığı büyük üzüntü nedeniyle kızının yaşamı ve ölümüyle ilgili pek çok şiirler yazan Hugo’nun en ünlü şiirlerinden birisi olan “Demain, des l’aube”; kızının mezarına yaptığı bir ziyareti anlatmaktadır.

 

Victor Hugo Eserleri

Babasının ordudaki vazifeleri nedeniyle çok sık şehir değiştirerek büyüyen Victor Hugo’nun eğitimi de düzensiz olsa da Latin edebiyatıyla ilgili çok sağlam bir eğitim aldı. Hukuk Fakültesi’ne giren Hugo’nun yazarlığı geç ortaya çıkan bir cevher olmuştur.

Adele ile evlendikleri 1822 yılında ilk şiir kitabı “Odlar ve Çeviriler” yayımlanan Victor Hugo eserleri ile kısa sürede Fransız edebiyatı içinde hatırı sayılır yerini alacaktı. Zira aynı yıl ilk romanı “İzlanda Hanı” yayımlanacaktı ve bu kitapla edebiyat dünyasına kendisini kabul ettirecekti.

Yazdığı oyunlardan “Marion de Lorme” sansürlenerek yasaklanınca kıvrak zekâsını ortaya koyarak “Hermani” oyununu yazdı. Bu karşılığı ve elbette başkaldırısı onun ününü haklı olarak artırdı. 11. Louis dönemini anlatan “Notre Dame’ın Kamburu” ile Victor Hugo kitapları artık yadsınamayacak kadar prestijli bir forma kavuşmuştu. Bu başarıları onu yoğun bir çalışmaya soktu. 1841’de Fransız Akademisi’ne seçilen Hugo; 1845’te ise Soylular Meclisi’ne aday gösterilecekti. Ne var ki, kızının trajik kaybıyla birlikte çalışmalarına ara verdi.

1851’de darbe olup da 3. Napolyon’un iktidara gelmesiyle Brüksel’e kaçan Victor Hugo’nun sürgün yaşamı 1870’deki cumhuriyete kadar sürdü. Sefiller gibi pek çok ses getiren yapıtını bu sürgün döneminde yazdı. Victor Hugo Sefiller romanı pek çok farklı dile kısa sürede çevrilince, uluslararası bir başarıya da ulaştı. Fransa – Almanya savaşında ülkesi yenilip cumhuriyet kurulunca Victor Hugo da Paris’e döndü.

1868’de eşi Adele’i kaybeden Hugo’nun 1872’de kızı akli dengesini yitirdi. 1871 ve 1873’te ise peş peşe iki oğlunu yitirdi. Bu dönemde aslında “Korkunç Yıl” isimli şiiriyle Paris kuşatmasını başarıyla anlatmış ve ulusal bir kahraman olmuştu fakat ailevi kayıplarının acıları onu yaşamdan kopardı. 1885 yılında, zatürreden yaşamını yitirdi.

 

Victor Hugo’nun Kazandığı Ödüller

Fransız edebiyatı söz konusu olduğunda en çok ürün veren yazarların başında Victor Hugo geliyor. Niceliğin nitelik ile örtüştüğü ender isimlerden birisi olan Hugo; 15 yaşındayken yazdığı bir şiiriyle Akademi Ödülü’nü kazanacaktı. 17 yaşında ise Toulouse Edebiyat Akademisi’nin en büyük ödülü olan Altın Zambak’ın ve 1825 yılında ise Fransa’nın en yüksek dereceli nişanı olan Legion d’Honneur nişanının sahibi olacaktı.

 

Victor Hugo Kitapları

1830’lu yılların başında Victor Hugo toplumsal sefaleti ve adaletsizliği tema olarak işleyen çok büyük bir eser üzerine çalışmaya başlayacaktı. Victor Hugo Sefiller adını verdiği bu büyük eserini tam 17 yılda tamamlayabildi. Yayımlanmasından sonra aldığı acımasız eleştirilere rağmen vurguladığı sorunları Fransa Ulusal Meclisi’nde gündeme taşımayı başaracak kadar popüler olan Sefiller; zaman içerisinde pek çok kez sinema ve tiyatro uyarlamalarıyla farklı disiplinlerde karşımıza çıktı.

1866’da, Victor Hugo bu kez toplumsal ve siyasi sorunlardan bahsetmeye ara verdiği “Deniz İşçileri” romanını yayımladı. Bu kitapta insanın denizle mücadelesi ve denizin derinliklerinde yaşayan kalamar hayvanının Paris’te gördüğü beklenmedik ilgi tema olarak işlenmişti. Sahiden de hikâye boyunca kalamar şapkaları, kalamar partileri ve kalamar sergileri anlatılan kitaptan sonra kalamara ilgi artmış hatta Guernsey (kitapta bahsedilen ada) Fransızca’da kalamar anlamında kullanılmaya başlanmıştı.

1869’da “Gülen Adam” isimli yapıtıyla siyasi ve toplumsal sorunları ele almaya dönüş yapan Victor Hugo; aristokrasinin eleştirel portresini çizdiği bu romanında beklediği ilgiyi göremedi ve kendisini edebi anlamda sorgulamaya başladı.

1874’te ise Doksan Üç” isimli son romanı yayımlanan Hugo bu kitabında şimdiye dek uzak durduğu Fransız Devrimi’nde yaşanan Terör Dönemi konusunu ele alıyordu. Yayımlandığı dönemde yazarın itibarını zedelediği düşünülen bu kitap günümüzde ise oldukça değerli kabul edilmektedir.

 

Victor Hugo Son Sözleri

Victor Hugo, vefatından önce son sözler olarak nitelendirilebilecek beş cümle kaleme aldı.

Bu beş cümle şu şekildeydi:

Je donne cinquante mille francs aux pauvres. Je veux être enterré dans leur corbillard. Je refuse l'oraison de toutes les Eglises. Je demande une prière à toutes les âmes. Je crois en Dieu.”

"Fakirlere 50.000 frank bırakıyorum. Mezarlığa onlara mahsus olan cenaze aracı ile götürülmek istiyorum. Hiçbir kilisenin benim için ayin yapmasını istemiyorum. Bütün ruhlardan ardımdan benim için dua etmelerini rica ediyorum. Tanrı'ya inanıyorum."



Kapat